27 Şubat 2009 Cuma

Nil Karaibrahimgil Kendi Kıyılarında...



Müziğimizdeki "farklı" boşluğunu ilk albümü "Nil Dünyası" ile doldurmuştu Nil Karaibrahimgil. Aradan geçen zamanda "Nil Fm"den güzel bir yayın yaptı sevenlerine ve "Tek Taşımı Kendim Aldım" diye cevap verdi "girl power" başarısını soranlara. Müzik kariyerine yeni bir albümle devam ediyor Nil ve bu kez kendi kıyılarına nasıl indiğini anlatıyor dinleyicilerine... Aslında Nil müziği dışında hiç hoşlanmadığım bir figür. Bana "kendi halinde takılıyor" efekti veriyor ve bazen "belki hakikatten de özellikli bir konumu ciddiye almıyor" diyorum. Ama hırslı ve çalışkan bir kadın olduğunu da görünce karar vermem daha güçleşiyor. Çok kapalı, çok şımarık, çok halktan uzak dediğim birinin aynı zamanda her yeniliğe çok açık, aydınlanma peşinde ve halkın istediğini verebilen biri de olabilmesi bana tuhaf geliyor. Sanki hiç bir desteğe ihtiyacı yokmuş gibi ancak çok fazla desteklendiği insanlarla bir topluluk içinde yaşıyor; hayranlarıyla ilişkisini önemsemez gibi, tam tersine şimdilerde kişisel web-sitesinde özel hayat detaylarını insanlara açıyor... Belki de Nil müziğini yaparken bir yandan da gerçekten büyüyor; önce evcilikler oynuyor, ilk aşkına kek pişiriyor, sonra kırılıyor ve o tarafı belli olmasın diye duvara yaslıyor, ardından önceliği kendine vermesi gerektiğini düşünüp parmağına yüzüğünü bile kendisi takıyor... Ve artık müzikte olduğu yerde durup, biraz kendi içine dönmek istiyor...


Albüme gelince şahane bir kapak fotoğrafı ve tasarımı karşılıyor ilk önce bizi. Nihat Odabaşı'nın çektiği fotoğraflarla albüm, özel konseptin de katkısıyla ismine daha yakışır güzellikte olmuş gerçekten. "Nil Kıyısında"nın diğer albümlerden en büyük farkı bu kez düzenlemelerin Alper Erinç'e ait olması. Müzikal anlamda farklı bir tat var şarkılarda, öncekiler gibi birbirine çok benzemiyorlar mesela... Okumalarda bazı sorunlar var, hatta bazen detone mi değil mi diye kendinizle çeliştiğiniz yerler de var aralarda, ama yine müzik dünyamıza farklı bir nefes aldırdığı da gerçek. Gelelim şarkılara:






Çıkış parçası doğru seçim, "Seviyorum, Sevmiyorum" Nil'in ve Elif Ersoy'un geri vokalleriyle beslenerek daha güzel bir şarkı oluvermiş. "yok ki senin bir yedeğin" şarkı içinde güzel bir cümle ancak sözlerin tümü okunduğunda bir anlam bozukluğu var. "Çok Canım Acıyo" elektronik-oryantal müziğiyle ilginç olmuş, sözler eski Nil şarkılarını hatırlatan muziplikte ve eğlenceli gerçekten. "Yalnızlardanım" albümün slowlarından ve en güzel şarkılarından biri. Hatta belki Nil'in kariyerinin en güzel şarkılarından da diyebilirim. Geçen yaz ilk kez Rumeli Hisarı'nda gitarıyla okuduğunda şarkı hakkında ne düşündüysem, hala aynısını düşünüyorum. Çok sevdim... Diyor ki Nil: "aslında çok garip hiç kavuşmadık, tenize az değdim tam karışmadık, içim boş kaldı çok yandı canım, artık ne yapsam yalnızlardanım..." "Ne Garip Adam" adlı şarkı için ne diyeceğimi bilemedim. Sözler güzel tek başına, müzik de süper; ama bir arada azalıyorlar sanki... Mazhar Alanson destekli "İlla"ya gelince, albümün tek sevemediğim şarkısı. Melodisi gerçekten güzel ama sözler çok kötü ilk kez. Alanson vokalinin de hiç bir orijinalliği yok. Aralarında bir anısı varsa bu şarkının bilemem onun dışında albüme bir katkısı yok diye düşünüyorum. Normal seyirde başlayıp ska türüne uzanan, sonlarına doğru balkan şarkılarını andıran bestesiyle ilginç bir şarkı "Eminim Sevmediğine". Albümün güzel parçalarından, nakaratta kulağa kötü gelen bir okuma bozukluğuna rağmen hem de... "Duma Duma Dum" seksenlerin yabancı pop şarkıları gibi başlıyor, fena da değil ama adından ve şarkıda geçen bu tekerleme kelimelerden dolayı sevemedim. "Kırık" iyi parçalardan biri. Bir hikayeyi basit kelimelerle anlatırken de derin olabilmenin büyüsü var şarkıda. Bestesinden, vokallerine ve bitişine kadar tüm detaylarıyla güzel şarkı; albümün de en iyilerinden biri. Ama hem en eğlenceli, hem de en yüksek enerjili şarkı muhakkak ki "Aşkımız Her Zamanki Gibi Tehlikede". Absürd sözleri, dinamik bestesi ve nefis vokalleriyle dinleyenleri hemen yakalayacak bir parça, her dinleyişte yeni bir klip fikri vermesi de cabası... Nil'in "Simpsonlar" fanatikliğinden ortaya çıkmış, aynı zamanda albümün final şarkısı "Yalnız Kalpler De Atarlar" hafif arabesk melodisiyle dinleyene öncelikli olarak yakın gelecek parçalardan biri. Dizinin bir bölümünü izlerken yazmış bu şarkıyı Nil ve evlenme çağını geçmiş birinin hüzünlü hikayesini, esprili sözlerle anlatmış. Yine albümde sevdiklerimden...

Genel olarak albümün düzenlemeleri ve geri vokalleri bence en başarılı yanları. Sıralamada daha sonra besteler ve sonra da sözler geliyor diyebilirim. Nil'in şarkı sözlerinin albümlerindeki hakimiyeti bu kez geri planda. Peki bu kötü bir durum mu, asla değil. Besteci kimliğini de gösterebilmek için bir şans hatta. Bu konuda da başarılı olduğunu düşündüğümden, yine hayal kırıklığına uğratmadığı bir albümle müzik yolculuğuna kendi özel tavrıyla devam ediyor Nil Karaibrahimgil. Umarım bu şirin konseptinden sıkılıp da fazla deneysel işlere girmez. Çünkü yazıyı yazmadan önce güncellemeleri merak ettiğimden web-sitesine göz atığımda "Hoppala" adlı yeni bir şarkıyla karşılaştım. Siteye videosunu da eklemişler, ayrıca konser görüntülerinde de aynı şarkı var. O kadar kötüydü ki, fazla izleyip bu güzel albümün etkisini azaltmak istemedim... Nil'in kıyısında keyifle gezinirken, yeni şarkının yakınından geçmeyin diye söylüyorum...

2 yorum:

dizi günlükleri / Bilir Kişi Raporu dedi ki...

Popüler Yorum,

Albüm ve Nil Karaibrahimgil analizin çok güzel. Gerçekten de Nil'i incelersek ilk albümünden bu albüme kadar çok yol katetti. İlk albümündeki o ergen kız artık büyüyor ve daha oturaklı şarkılar üretiyor.(Oturaklı diyecek kadar yaşlandım mı acaba :))

Benim en favori şarkılarım "Seviyorum,Sevmiyorum" ve "Aşkımız Her Zamanki Gibi Tehlikede". "Seviyorum Sevmiyorum"un şu andaki sert Britney Spears ve Muse tarzlarının karışımı gibi. Şarkının Intro'su Christina Aguilera'nın Keeps Gettin' Better'ın tıpatıp aynısı, hatta arak diyebilirim :) (Ben buldum haaa bunu da, copyright by dizigünlükleri :))

"Aşkımız Her Zamanki Gibi Tehlikede" şarkısı masal gibi, kafamda süper bir klip bile çektim şarkıya, nefes nefese bir şarkı ya. Hayal gücünü zorluyor insanın. Böyle bir şarkı tarzında ilk herhalde.

Eminim Sevmediğine de çok eğlenceli. Şarkının ortasında çok detone oluyor ama, nasıl izin verdi bu halde albümüne koymaya. İnsan yeniden okur da koyar.

"Duma Duma Dum" şarkısı da güzel olabilirmiş. Senin dediğin gibi 80'ler tadı var ama böyle tekerlemeli cartlı curtlu şarkıları hiç sevmiyorum ben de.


Evet hbba, mikrofon sende :)

Adsız dedi ki...

sevgili günlük ve PY,

hbba yorumlarına ve yazılarına bir süre ara verdi:)
neler yaptınız diye kısa bir süreliğine girebildim,sözü bırakmışsın hemen bi açıklama yapayım dedım.

salı ya da carsamba geliyorum yorum da yapacagım tum yazılarınıza,sevgiler saygılar hepinize.

HBBA